ÜDS ve KPDS’nin değişimi ve YDS olmasından sonra bu sınava hazırlanan ve giren birçok öğrenci, hayal kırıklığına uğradılar. Bu hayal kırıklığı sınava giren kişileri eş değerliliği yakalayabilecekleri başka bir akademik sınava itti. IELTS her geçen gün kişiler arasında daha da yaygınlaşmaya ve popüler olmaya başladı. Bundan 13 yıl önce ilk bu sınava girdiğimde İzmir’de sadece benimle birlikte 4 kişinin daha girdiğini hatırlıyorum. Şuan ki 13 Temmuz sınavı son başvuru tarihine 2 gün kala kontenjan yoğunluğundan kapanıyor ve yaklaşık 7 binden fazla kişinin bu sınava girdiğini öğreniyorum. Tabi bu kadar çok rağbet görmesinin başlıca nedenlerinden biri de ÖSYM’nin hazırlamış olduğu eşdeğerlilik tablosu. Bu tabloya göre YDS’nin 60-662sı IELTS’in 4-4,5’una eşdeğer geliyor ama gerçeği söylemek gerekirse bu tabloda da sıkıntılar var.
Öncelikle IELTS sınavının gerçekten neyi ölçümlediğini bilmemiz gerekiyor. 17 yaşında almış ve şuanda da bunun eğitimini veren biri olarak IELTS’in sadece sizin İngilizce yeterliliğinizi ölçen bir sınav olmadığını söylemek istiyorum. IELTS sınavı aynı zamanda sizin entellektüalite çıtanızı, ne kadar dünya insanı olabildiğinizi de ölçüyor. Çok iyi İngilizce bilgisine de sahip olsanız, ne kadar sınav stratejisi de bilseniz eğer ki gündemi takip etmiyorsanız, okuyan araştıran ve birçok konuda bilgi sahibi değilseniz tüm soru tiplerinde mutlaka zorluk çekersiniz. O yüzden sadece sınav stratejisi çalışmak yeterli olmayacaktır. Gerçekten iyi bir sonuç almak istiyorsanız kendinizi her konuda geliştirmeniz gerekmektedir. Sınava hazırlık esnasında karşılaştıkları sorular karşısında şu tarz bir yakınmayı çok duyuyorum. ‘’Hocam ben bunu Türkçe bile anlatamam ki, nasıl İngilizce anlatayım’’ Soruların cevaplarını (özellikle writing ve speaking bölümü) için söylüyorum etkili bir şekilde vermek istiyorsanız, çok okumalı, çok araştırmalı ve farklı birçok konu hakkında bilgi sahibi olmalısınız. IELTS sınavına girmeden önce bu bilgileri de aklınız bir köşesine yazmanızı tavsiye ederim. Herkese bol şanslar..