IELTS’ teki speaking sectionı aslında bir iş mülakatı gibi düşünmeliyiz. Speaking section sizin kendinizi pazarladığınız bir bölümdür. Bu yüzden de ürününüze ne kadar güvendiğinizi karşı tarafa kanıtlamalısınız. Somurtkan heyecanlı ya da gergin bir tavır sergilerseniz baştan kaybetmişsiniz demektir. Kapıdan içeriye girip, çıkıncaya kadar değerlendirilmeniz devam eder. Yani sınava alındığınız bölümün sadece konuştuğunuz bölüm olduğunu sanmayın. Vücut diliniz, oturma tarzınız hatta sınava giderken giymeyi tercih ettiğiniz giysiler bile notlandırılmanızı etkileyecektir.
Tüm sınav boyunca olumlu bir tavır sergilemeli ve sorulara da bu şekilde cevap verilmeli. Ne söylediğinizden çok nasıl söylediğiniz çok önemli. Konuşmanın %75-80’ini siz gerçekleştireceğinizden dolayı sınavı yöneten siz olun ve sınavı değerlendiren kişi değil siz konuşmayı yönlendirin. Kendine güven de bir o kadar önemli demiştik. Görüşme bittikten sonra da aynı ciddiyet ve sevimlilikte odadan ayrılmalı. Sınavı yapan kişiye kesinlikle! Sınav ile ilgili hiçbir şey sormayın.
Dünya da ya da ülkenizde olup bitenler ile ilgili mutlaka bir fikriniz olsun. Bol bol okuyun araştırın. “How do you forsee the education in 50 years in your country?” dediğinde gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalmamak için her konu da bir fikrinizin olması gerekiyor. “Bu benim alanım değil ama!” demeniz karşıdaki kişiyi hiç ilgilendirmeyecektir.
Tüm anlattıklarımı şöyle bir özetlersek;
Kendine güven!
Gülümse!
Pozitif ol!
Konuşmayı yönet!
Ne söylediğinden çok nasıl söylediğine dikkat et!