GİRİŞ

ÜDS için hazırlık yapan adaylar bin türlü sorunla karşılaşıyor ve (genellikle) olmayan deneyimleri ile bu sorunları kendi başlarına çözmeye çalışıyorlar. Kimisi yok denecek kadar az bir İngilizce temeli ile hemen kolları sıvayıp ÜDS sınavlarının başına oturuyor; kimisi belki kapağını bile açmayacağı bir sürü kitap satın alarak zengin bir kaynak koleksiyonu oluşturuyor; kimisi ise doğru bir iş yaptığını zannederek gereksiz yüzlerce kelime ezberliyor ve bu esnada hedeften yavaş yavaş uzaklaşıyor.
Biz bu dosyada, yukarıda saydığımız ve sayamadığımız önemli bazı sorunları mercek altına aldık ve çözüm önerilerinde bulunduk. Yaptığımız çalışmanın size yarar getirmesini dileriz.

ÜDS SINAVINA HAZIRLANAN BİR ADAYI BEKLEYEN TEMEL SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

a) Çalışma Yöntemi ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Sorun 1: Her sınav döneminde kendi kendime söz veriyorum; ÜDS’yi başarmak için neyi öğrenmem gerekiyorsa oturup çalışacağım, diye. Ama dönem bittiğinde bakıyorum ki, yine belli konulara ağırlık vermişim ve süreyi iyi kullanamamışım. İki sınav dönemi arasında fazla boşluk bıraktığım zaman da kimi eski bilgiler uçup gidiyor. Bu nedenle, birçok yapıyı tekrar tekrar çalışmak zorunda kalıyorum. Yani tam bir kısır döngü! Ve ne yapsam her seferinde bir şeyler eksik kalıyor!

Çözüm 1: ÜDS hazırlığını diğer sorumluluklarınızdan arta kalan (dar) zamanlarda yapıyor olabilirsiniz. Ancak elinizdeki zamanı yine de daha efektif (verimli) kullanabilirsiniz. Örneğin, sadece gramer çalışmaz (ya da gramerde sadece tek bir konuya haftalarca takılıp kalmaz), biraz da kelime hazinenizi geliştirmek için vakit ayırabilirsiniz. Böyle bir değişiklik zihninizin dağılmasına da yardımcı olur. Bunu başarabilmek için şartlarınıza uygun, akılcı bir Çalışma Planı hazırlayın. Bu, en kötü gününüzde bile uyabileceğiniz iddiasız bir plan olsun. Ama bu iş başarılıncaya kadar siz bu planın kölesi, o da sizin efendiniz olsun!

Sorun 2: İngilizcede belli bir temelim var. Hemen sınav çözmeye başlasam ve eksiklerimi, yaptığım deneme sınavları üzerinde gidermeye çalışsam daha iyi olmaz mı?

Çözüm 2: ASLA! ÜDS sınavına hazırlanan ortalama dilbilgisine sahip bir adaysanız, yapacağınız ilk iş, geçmiş yıllara ait bir ÜDS sınavını masanızı koyup çözmeye çalışmak olmamalıdır. Buna ne kelime hazineniz, ne gramer bilginiz, ne de sınavın 3 saatlik süresi yeter! Sabırlı olun; önce sınavı (düşmanınızı!) iyi tanımaya çalışın. Soru türlerini, çözüm tekniklerini, sınavdaki ağırlıklarını ve bu türler için ayırabileceğiniz azami süreleri mutlaka öğrenin.

Sorun 3: Birçok arkadaşım farklı yöntemler deneyerek ÜDS’yi başardıklarını anlatıyorlar. Örneğin, kimisi yalnız hikaye kitapları ya da yabancı haber dergileri (Newsweek vs.) okuyarak başarılı olduğunu, kimileri ise sadece gramer çalıştıklarını ya da sadece kelime ezberlediklerini söylüyorlar. Açıkçası aklım karışıyor; hangi yolu izlemem gerektiğine bir türlü karar veremiyorum.

Çözüm 3: Her başarılı insan farklı olmak, farklı görünmek ister. Haklıdır da! Çünkü belli bir barajı aşmış ve başkalarının yapamadığı bir işi yapmıştır. Elinde bir belge (örneğin, sınav sonuç belgesi) vardır ve başarısı kesindir. Ama bu başarı ile ilgili hikayesi ‘kesin olmayabilir’. Örneğin, bu kişi barajı aştığı sınavı esas alıp önceki hiçbir başarısız olduğu sınavdan ya da o sınavlara hazırlanırken yaptığı çalışmalardan (kazandığı birikimden) size söz etmemiş olabilir.

Aslında gerçek şudur: ÜDS sahip olduğu düşük ortalama başarı oranı ile nam salmış bir sınavdır. İmkansız olmamakla birlikte, kulaktan dolma bilgilerle bu sınavı geçmek pek de kolay bir iş değildir. Böylesi ciddi bir sınava, oturmuş/denenmiş normlara bağlı kalarak hazırlanmak daha akılcı bir yöntem olacaktır. Çünkü geçmişte ÜDS’yi başarmış adayların çok büyük bir çoğunluğu, sınava genel kabul görmüş, bilimsel esaslara bağlı kalarak çalışmışlardır.

*ÖSYM tarafından önceki yıllarda açıklanan verilere göre, ÜDS’de 65 ve yukarı puan alan aday sayısı %15 civarındadır.

Bir öneri: Çevrenizdeki arkadaşlarınızdan, başarılı olanların hikayeleri kadar, başarısız olanların hikayelerine de kulak veriniz. Onları başarısızlığa iten nedenler sizin kurtuluşunuz olabilir!

Bir uyarı: ÜDS’nin kendine has bir kelime hazinesi vardır. Temel gramer konuları ve okuma-anlama becerisini sınayan sorular ise farklı bir anlayışla hazırlanmıştır. Bu üç ayaktan birini ihmal eden bir adayın başarısı ise, ne yazık ki gecikmeye mahkumdur.

Sorun 4: Belli bir süre şevkle çalıştıktan sonra, oturup ÜDS’de çıkmış gramer sorularını ya da tam ölçekli bir ÜDS sınavını çözüyorum. Ama istediğim sonucu alamayınca umudum kırılıyor ve çalışmaktan vazgeçiyorum.

Çözüm 4: Başarılı sonuçlar almak için acele ediyor olabilirsiniz. Bundan daha ciddi bir durum ise; çalışmanızın sürekliliğini, başarınızın sürekliliği şartına bağlamış olabilirsiniz (yani çalışırsam başarılı olmalıyım, başarı yoksa çalışma da avucunu yalasın!). Bunu muhtemelen bilerek ya da planlayarak yapmamışsınızdır. Ama içten içe sizi kemiren bu duygunuza gem vurmalı ve şöyle düşünmelisiniz: “Sınavı bir defada başaramasam da, yaptığım bütün çalışmalar bir sonraki dönemin sermayesi olarak bende kalacak. O halde, gramer testlerinde vs. hemen iyi sonuçlar beklememeli, sabırlı olmalıyım.”

Ne kadar tersini dilemiş olsa da, on binlerce aday ÜDS’de ve daha önceki adıyla Doçentlik Merkezi Yabancı Dilbilgisi Sınavında planlarını birden çok kez ertelemek zorunda kalmış ve üzülmüşlerdir. Aslında akılcı bir planlama ve biraz sabırla bu üzüntü ve gerginliklerin engellenebileceği açıktır.

Bir yaman çelişki: Mantıken hesaplandığında en az iki gün sürecek bir iş var. İşin de iki taliplisi var. Biri, işi bir günde bitireceğini söyleyip ancak ikinci günde tamamlayabiliyor ve üzülüyor. İkinci talipli ise, üç günde bitireceğini söylüyor ama işi ikinci gün teslim edip seviniyor. Aynı işi aynı sürede bitirmiş iki kişi; biri üzülüyor, biri seviniyor! Karar sizindir.

Sorun 5: ÜDS sınavının İngilizce bilgisini ölçtüğüne inanmıyorum. Bu garip sınavın bir çalışma yöntemi olabileceğine de inanmıyorum. Bana, sanki ne çalışsam boşa gidecek gibi geliyor.

Çözüm 5: Yalnız değilsiniz! Birçok adayın bu düşüncelerinizi paylaştığından emin olabilirsiniz. Benimsediğiniz bu yaklaşım tarzıyla aynı dertten muzdarip başka birçok adayın kalbini kazanabilirsiniz. Ama sınavı kazanamazsınız! Lütfen söyler misiniz, ülkemizde yapılan hangi merkezi sınav adayların bilgi ve becerilerini tam olarak ölçebiliyor? Bu soruya cevabınız “Hayır” ise, lütfen tartışmayı bir kenara bırakınız ve daha fazla gecikmeden çalışmaya başlayınız.

Öneri: Bu işe yaramaz sitede vakit öldürdüğünüze göre, siz ya bir akademisyensiniz ya da akademisyen olmaya aday bir üniversite mezunu. O halde bir akademisyene yakışanı yapın ve önce önünüzde bir sorun (kolay yutulamaz bir lokma!) olduğunu kabul edin. Daha sonra bu lokmayı kolay yutulabilir parçalara bölün (analiz edin). Bunu da zamana yayın. Bu esnada bırakın, işin sistematiği yavaş yavaş oluşmaya ve oturmaya başlasın! O zaman hiçbir çabanızın boşa gitmediğini göreceksiniz.

Sorun 6: İki sınav arasında kalan süre tam olarak hazırlanma imkanı vermiyor. Birçok konu eksik kalıyor. Her şey birbirine giriyor, bilgiler karışmaya başlıyor.

Çözüm 6: Çözüm 4’te aşağıdaki uyarıyı yaptığımızı hatırlayınız:

Bu zorlu sınavı bir defada başaramasanız da, yaptığınız bütün çalışmalar bir sonraki dönemin sermayesi olarak sizde kalacaktır. O halde, işin bu yönünü de düşünüp gerginliğinizi azaltmalı ve hemen iyi sonuçlar beklememelisiniz.

Yorum: Gerçekten de, birçok adayın sorunu bu sabırsızlık halidir. Her şeyi bir sınav dönemine sıkıştırmaya çalışınca eğreti bir temel oluşur. Böyle olunca da birçok konu yarım kalır. Daldan dala konayım derken, disiplinden de uzaklaşmaya başlarsınız. Bu, hiç bilmemekten daha kötü bir durumdur. Artık her soru üzerinde yürütecek bir fikriniz vardır ama iki kıytırık seçeneğe takılır kalır, işin içinden bir türlü çıkamazsınız. Ve başarısızlık halinde aynı konuları tekrar etmeniz gerekir. Gerçek hayatta buna sil baştan yöntemi denir ve bu çok sıkıcı bir iştir. Çözümü ise bir o kadar basittir:

1. Daha işin başındayken, sınav hazırlığını en az iki döneme yayma yürekliliğini gösterebilmek,
2. İki sınav dönemi arasında ASLA 7 günden daha uzun ara vermemek.

Sorun 7: Çok fazla kaynak ve ÜDS hazırlık/yardımcı kitabı var. Hangisine çalışacağıma karar veremiyorum.

Çözüm 7: İşte bu gerçek bir sorun! Kaynak konusunda dikkatli olmalısınız. Bu satırların yazarı bir ÜDS hazırlık dergisi çıkarmayı planlıyor. Ama derginin yayınlanmasını beklerken daha önceki yıllarda vefat etmiş ÜDS adaylarını düşününce sizlere bu konuda ümit vermemek herhalde daha doğru olacak. Şimdi sorunun çözümüne geçelim. Sitemizin ÜDS Çalışma Planı/Gramer Nasıl Çalışılır? adlı dosyasının en son bölümünde (hatta son satırlarında) ÜDS için kaynak seçimi konusunda hazır öneriler vardır. Bu önerilere kulak veriniz. Biz de, aşağıda bazı ek önerilerde bulunalım:

1. Herhangi bir kaynakla ilgili yapılan reklamın doğruluğunu araştırınız.
2. Yararlılığı çok kişi üzerinde denenmiş temel kaynakları tercih etmeniz akıllıca olabilir.
3. Kaynak sayınızı sınırlı tutun ki aralarında boğulup kalmayasınız.
4. Bir kaynağın sistemi ile diğer bir kaynağın sisteminin karışmasına (çorba olmasına) izin vermeyin.

Sorun 8: Ben ÜDS sınavlarının belli soru türlerini bir araya getirip öyle çalışıyorum. Örneğin, bütün gramer ya da yarım cümle tamamlama sorularını (sınavdaki 24-35 arası sorular) ayrı çalışıyorum.

Çözüm 8: Eğer bütün bir sınavın sadece tek bir bölümünde yetersiz iseniz, yönteminiz faydalı olabilir. Ama genel olarak sınavın her bölümünden (soru türünden) belli oranlarda eksikleriniz varsa, sınavları bir bütün olarak çözmeye (parçalamamaya!) özen gösteriniz. Parça parça çalışmak soru türleri için ayrılabilecek en çok süreleri aşmanıza yol açabilir. Yani süre konusunda disiplinin oturmasını geciktirebilir ya da engelleyebilir. Bir diğer sorun ise, örneğin, toplu halde metin inceleme soruları çözdüğünde başarılı olan bir adayın, bu başarısını gerçek bir deneme sınavına taşımakta zorlanabilmesidir. Çünkü gerçek bir deneme sınavında süre sıkıntısı yaşanır ve metin inceleme bölümüne ulaşan her aday az ya da çok yorulmaya başlar. Bu da performansı düşürür ve aday, metinleri bağımsız çalışırken yakaladığı başarıya gerçek sınavda ulaşamayabilir.

Sorun 9: Tam olarak Türkçesini anlamadan soruları çözemiyorum. Bazen bir soruyu gramer kurallarına bağlı kalarak çözmeye çalıştığım da oluyor. Ama cevaptan ne kadar emin olursam olayım, sorunun Türkçesini yine de iyice anlamak istiyorum. Bu, bana hatalı bir yöntemmiş gibi gelmiyor ama vakit kaybediyor ve soru sayısı ilerledikçe yorulduğumu hissediyorum.

Çözüm 9: İşte şimdi olmadı! Bizim bütün davamız sizi şu ömür törpüsü çeviri işkencesinden kurtarmak değil mi? Biz toefl.gen.tr'yi niye hazırladık zannediyorsunuz?

Gramer bilgisiyle çözülmesi gereken bir gramer sorusunu çevirmek niye? Ne zorunuz var koca bir metni tercüme etmeye çalışıyorsunuz? Metin inceleme sorularında metni güzel çevirenlere ek puan veriyorlar da, bizim mi haberimiz olmadı?

Lütfen gerçekçi olunuz! ÜDS, adayların çeviri becerisini sınayan bir sınav değildir! Öyle olsa, herkesin önüne bir sayfa İngilizce, bir sayfa da Türkçe yazı koyar, “Çevir oğlum/kızım!” derlerdi. ÜDS’de sadece 6 adet çeviri sorusu vardır (36-41 arası sorular); onlar da çeviri becerisiyle değil, ayrı bir teknikle çözülür.

Okuma–anlama (42-80 arası sorular) bölümünde de durum farklı değildir (yani okuma-anlama soruları da ayrı bir teknik ile çözülür/çözülmelidir). Bu tür sorularda adayın kavrama becerisi sınanır. Ve soru hiç beklenmedik bir yerden (ayrıntıdan) gelir. Soruyu hazırlayan ekip, bir metni bütünüyle anlamak için uğraşmış bir adayın o ayrıntıyı büyük ihtimalle kaçıracağını adı gibi bilir; soruyu da ona göre hazırlar! Gelin, bu çok deneyimli ekiple inatlaşmayın. Gençliğinize yazık etmeyin! Siz asıl bu ekibin soruları nasıl hazırladığını anlamaya çalışın. Anlamaya çalışın ki çözüm için işe yarar bir yöntem geliştirebilin!


b) Deneme Sınavları ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Sorun 1: Deneme sınavları yapmaktan çok sıkılıyorum. Yapsam da sınavları tamamlayamıyorum. 3 saat masa başına yapışıp kalmak benim için adeta bir işkence. Ama soru türlerini ayrı ayrı çalışırsam bu kadar zorlanmıyorum.

Çözüm 1: Temel gramer konularını bitirdikten ve bu esnada biraz da kelime hazinenizi geliştirdikten sonra, kendinizi tam ölçekli deneme sınavlarıyla düzenli olarak sınamalısınız. Aslında soru türlerini ayrı ayrı çalışarak da belli bir başarı elde edebilirsiniz. Ama bu yöntem, eksiklerinizin tam olarak ortaya çıkmasını engelleyebilir ve bütünün oluşmasını geciktirebilir (bkz. bir önceki bölüm / Çözüm .

Lütfen bize güvenin: Eğer sınavın bütün sorularını cevaplamak zorunda olmadığınızı bilir, cevapladığınız sorularda ise bir matematik problemi çözer gibi çeşitli tekniklerden yararlanabilirseniz (yani bütün soruları tek tek çevirmeye kalkmazsanız), 3 saatin nasıl geçtiğini anlamazsınız. Üstelik sınavda yapabileceklerinizi yaptığınızdan eminseniz, masa başından daha erken kalkabilir ve Sorun 1’i önemli ölçüde listenizden çıkartabilirsiniz.

Unutmayınız; ÖSYM’nin uygulayacağı sınavdan önce, yaptığınız deneme sınavlarında başarılı olmalısınız.

Sorun 2: Deneme sınavları bana ağır geliyor. Notlarım çok düşük çıkıyor ve bu sınavı başarabileceğime dair kendime olan güvenim sarsılıyor.

Çözüm 2: Bu durum, ÜDS çalışmalarına geçmek için henüz yeterli düzeyde olmadığınızı akla getiriyor. İsterseniz, işe önce YDS* sınavlarından başlayın.
*ÖSYM tarafından üniversite giriş sınavlarıyla birlikte yapılan Yabancı Dil Sınavı. Bu sınavın formatı ile ÜDS/KPDS’nin formatları neredeyse birebir aynıdır. Ancak, YDS’nin düzeyi ÜDS/KPDS’ye göre daha düşüktür.

Sorun 3: Yaptığım deneme sınavlarında notumun azar azar da olsa yükselmesini bekliyorum. Tersine, notlarım ya yerinde sayıyor ya da bazen daha da düşüyor. Bu moralle çalışmaya devam etmek hiç içimden gelmiyor. İşin başına tekrar otursam da, konsantre olamıyorum.

Çözüm 3: ÜDS’de sınavdan sınava bazı düzey farklılıkları olduğu bilinen bir gerçektir. Görece kolay bir deneme sınavından sonra, düzeyi daha yüksek ikinci bir sınavda notunuzun düşmesini doğal karşılamalısınız. Ancak sorun şudur ki, sınavı önünüze koyduğunuzda düzeyin yükseldiğini anlamamış olabilirsiniz. Daha sade bir dille açıklamak gerekirse; belki de ikinci (zor) deneme sınavındaki tuzakları görmemişsinizdir. Yani siz bazı gramer sorularını vs. mevcut bilginizle cevaplamış ama bunların ek bir bilgi/beceri gerektirdiğini fark etmemişsinizdir.

Bir başka sorun ise, temeldeki eksikleriniz nedeniyle, her yeni deneme sınavına yanlışlarınızı da taşıyor olma ihtimalinizdir. Yanlış cevaplarınızın daha çok hangi soru türlerinde yoğunlaştığını anlamaya çalışınız. Bir ÜDS hazırlık programına devam ediyorsanız, hocanıza danışınız.

Bir yorum: Notun önemli olmadığını kim iddia edebilir! Hele hele ÜDS gibi öğretmen kanaatinin bulunmadığı, tek bir puanla adayların başarısız sayıldığı bir sınavda! Ancak siz siz olun, notu yine de tek başına ölçüt olarak almayın. Çünkü bazı adaylarda ham bilgilerin beceriye dönüşme süresi daha uzun olabilir. (Özetle, her aday mevcut bilgi birikimini hemen puana dönüştüremez.) Bunu olağan sayın ve kişisel bir sorun haline getirmeyin (yani kompleks yapmayın). Denemelere aynen devam edin. Deneme (antrenman) sayınız arttıkça önünüzdeki soru kitapçığının direnci azalacaktır. Biraz sabır!

Sorun 4: Deneme sınavlarında ya da asıl sınavda neredeyse hiçbir soruyu cevapsız bırakamıyorum. İçine girip biraz inceleyince, artık o soruyu cevaplamak zorunda olduğumu hissediyorum. Hatta bazen yanlış olacağını bile bile işaret koyuyorum.

Çözüm 4: Belli ki bu sınavın psikolojik bir savaş olduğunu unutuyorsunuz! Çoktan seçmeli sınavları klasik sistem sınavlarla karıştırıyorsunuz. Klasik (yazılı) bir sınavda, sizde olmayan bir bilgiyi önünüzdeki kağıda aktaramazsınız. Belleğinizde ne varsa onu yazarsınız. Test usulü sınavlarda ise daha önce görmediğiniz ya da şöyle böyle hatırladığınız bir sürü bilgi seçenekler arasında davetkâr bir biçimde size göz kırpar. Ondan sonra kedi-fare oyunu başlar. Seçenek kaçar, siz kovalarsınız. İlk başlarda heyecan yaratan, keyif veren bu oyun genellikle ‘karanlık bir dehliz’de sona erer! Orada azalan vakit, kaybolan umut ve çepeçevre çaresizlik vardır. Şimdi çözümlere geçelim:

1. 100 üzerinden 65-70 ya da daha düşük bir notu hedefleyen bir aday iseniz, 80 doğru cevap (80x1.25= 100 puan) sizin neyinize gerek? (Elinize hakim olun ve yanlış cevap vereceğiniz sorulardan uzak durun.)
2. 100 puanı daha önce ne zaman aldınız ki bu rekoru egale (tekrar) etmek istiyorsunuz? (Yaptığınız deneme sınavlarının ortalaması asıl sınavda alacağınız puanla ilgili önemli bir fikir verir. Bu nedenle ÖSYM sınavında, deneme sınavı ortalamanıza uygun sayıda işaret koyun. Örneğin, deneme sınavlarında ortalama 55/80 doğru cevabınız varsa, ÖSYM sınavında işaret sayınızı en çok 60/80’de tutmaya çalışın.)
3. Ama 2. maddede önerilen yöntemi ÖSYM sınavından önce mutlaka bol miktarda pratik edin.

Sorun 5: Metinlere vardığımda, yorulduğumu hissediyorum ve bu bölümdeki soruları gördüğüm anda boğulacak gibi oluyorum.

Çözüm 5: Beki de metinlerden önceki soruları tek tek cevaplamaya çalışıyorsunuzdur. 1.-56. sorularda gereksiz vakit kayıpları yaşandığında, kabak metinlerin başına patlar (57.-80. sorular). Çözüm 4’te anlatılan önerilere uyduğunuz takdirde bu sorun büyük oranda ortadan kalkacaktır.

c) ÜDS Kursları ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Sorun 1: ÜDS’ye tek başıma çalışabilir miyim? Kursa gitmem şart mı?

Çözüm 1: Belli bir temeliniz varsa ve neyi, nasıl çalışacağınızı biliyorsanız neden olmasın? Bireysel çalışmalarla da ÜDS’nin üstesinden gelebilirsiniz. Ancak koşullarınız elveriyorsa, çalışmalarınızı, sınavı tanıyan bir rehber eşliğinde yürütmeniz size hem vakit kazandırır hem de işinizi kolaylaştırır.


Sorun 2: Bir kurs dönemi (yaklaşık 4-4½ ay ve 90-120 saat) sınavı geçmem için yeterli olur mu?

Çözüm 2: Temel İngilizce bilginizde eksiklikler varsa, katılacağınız hiçbir yoğun kurs programı, ilk gireceğiniz sınava sizi güvenle taşıyamayacaktır. Bu durumda, sınav hazırlığını en az iki döneme yaymanızı öneririz. Birkaç aya sıkıştırılmış yoğun çalışma programları, ÜDS’nin başarılabilmesi için çoğunlukla yetersiz kalmaktadır.

Sorun 3: Vaktim çok dar. Sadece kurstaki derslere katılabilirim. Kendi başıma fazla bir şey yapamam. Bu durumda kursun bana faydası olur mu?

Çözüm 3: Kurslar size rehberlik eder, işinizi kolaylaştırırlar. Ama sizin yerinize ders çalışamazlar. Bu nedenle -az ya da çok- kendinize vakit yaratmak için bütün yolları denemenizi öneririz. Ama işinizin yoğunluğu gereği ders çalışmak için zaman bulamıyorsanız, bir hazırlık programına katılmak ve dersleri düzenli olarak takip etmek size yine de belli bir temel ve bakış açısı sağlayacaktır.

Sorun 4: Bir kursa devam ediyorum ama başka kaynaklardan da destek alıyorum. Bunun bir sakıncası olur mu?

Çözüm 4: Ciddiyetini, kalitesini vs. araştırdıktan sonra, bir seçim yapmış ve bir hazırlık kursuna katılmışsınız. O halde öncelikle o kursun gösterdiği yolda ilerlemelisiniz. İyi bir ÜDS hocası aynı zamanda iyi bir ÜDS danışmanıdır. Bu nedenle, yararlanmak istediğiniz kaynaklar konusunda öncelikle ona danışmanızı öneririz.