2010 – KPDS Sonbahar Sınavı Soruları Çözümleri. (Çözümlerin telif hakkı yazara aittir. Ticari amaçla çoğaltılamaz, kopyalanamaz. Yalnızca kişisel kullanım içindir.)
B. Sami Dilman. İngilizce Hızlı Test Çözme Teknikleri kitabı yazarı.



emerged towards the end of the eighteenth
century.
A) Onsekizinci yüzyılın sonuna doğru ortaya çıkan Romantik akım, esas itibariyle Amerikan ve Fransız devrimlerinden kaynaklanarak sanatta gelişmiştir.
B) Sanatta Romantik akım, kısmen Amerikan ve Fransız devrimlerinden esinlenmiş olup, onsekizinci yüzyılın sonuna doğru ortaya çıkmıştır.
C) Romantik akımın sanatta ortaya çıkışı, Amerikan ve Fransız devrimlerinden güç alarak, onsekizinci yüzyılın sonuna doğru olmuştur.
D) Sanatta oluşan Romantik akım, onsekizinci yüzyılın sonuna doğru ortaya çıkarak, tamamen Amerikan ve Fransız devrimlerine dayanmıştır.
E) Bir bakıma Amerikan ve Fransız devrimlerine dayanan Romantik akım, onsekizinci yüzyılın sonuna doğru öncelikle sanatta görülmüştür.

36. İngilizceden Türkçeye çeviri sorularını çok hızlı ve doğru birşekilde yapmak için en kestrime yol soru cümlesinin fiilinin Türkçe karşılığını seçeneklerin son sözcüklerinde aramaktır. Bu sorunun fiili “emerged” ortaya çıktı, anlamındadır. Bu sözcük yalnızca B seçeneğinde bulunmaktadır.
Cevap: B

37. Many of the concepts, terms, and issues related to social classes are also used in Marxist
criticism, which stems from the works of the nineteenth-century German philosopher Karl Marx.
A) Marxist eleştiri, ondokuzuncu yüzyıl Alman
filozofu Karl Marx’ın eserlerine dayanmakta olup,
toplumsal sınıflara ilişkin bir çok kavram, terim ve
konuyu içerir.
B) Toplumsal sınıflara ilişkin olarak kullanılan çeşitli
kavramlar, terimler ve konular, ondokuzuncu
yüzyıl Alman filozofu Karl Marx’ın eserlerine
dayanan Marxist eleştiri ile örtüşmektedir.
C) Ondokuzuncu yüzyıl Alman filozofu Karl Marx’ın
eserlerinden ortaya çıkan Marxist eleştiri,
toplumsal sınıflara ilişkin kullanılan çoğu kavram,
terim ve konunun temelini oluşturur.
D) Toplumsal sınıflara ilişkin pek çok kavram, terim
ve konu, ondokuzuncu yüzyıl Alman filozofu Karl
Marx’ın eserlerinden kaynaklanan Marxist
eleştiride de kullanılmaktadır.
E) Toplumsal sınıfları tanımlamada kullanılan
değişik kavram, terim ve konular, ondokuzuncu
yüzyıl Alman filozofu Karl Marx’ın
çalışmalarından esinlenen Marxist eleştirinin
kapsamını belirler.

37. Bu soruda fiil “are also used”- da kullanıl-maktadır” da tek seçenekte var; D.
Cevap: D

38. Although Plato loves Homer and regularly cites from his epics, he insists on the censorship of those passages that represent morally controversial behaviour.
A) Platon, Homeros’u sevmesine ve onun destanlar-ından düzenli olarak alıntılar yapmasına rağmen, ahlâkî bakımdan tartışmalı davranışları yansıtan bölümlerin sansür edilmesinde ısrar eder.
B) Homeros’u seven Platon, onun destanlarına sürekli atıfta bulunsa da ahlâkî anlamda zararlı davranışları tasvir eden bölümlerin sansür edilmesi için çok çaba göstermiştir.
C) Platon, bir yandan Homeros’u sevmiş, bir yandan da onun destanlarındaki ahlâka aykırı davranışları içeren bölümlere işaret ederek, bunların sansür edilmesi için sürekli talepte bulunmuştur.
D) Homeros’u sevmiş olmasına rağmen, Platon, onun destanlarındaki ahlâkî bakımdan Kabul edilemez bölümleri eleştirerek, bunların sansür edilmesi gerektiğini vurgular.
E) Platon, Homeros’u sevmiş olsa bile, onun destanlarını sürekli eleştirerek, ahlâka aykırı davranışları öne çıkaran bölümlerin tamamen sansür edilmesinin şart olduğunu ileri sürer.

38. Yine fiilin tek şıkta olduğu bir soru. “Israr eder”, yalnızca A’da bulunuyor.
Cevap: A

39. Politics and economics were primary concerns of writers and intellectuals in America during the 1930s, because the stock market crash in October 1929 had precipitated a total collapse in the economy.
A) Ekim 1929’da borsa yere çakılınca, ekonomide tam bir çöküş yaşandı ve bu nedenle, siyaset ve iktisat, 1930’larda Amerika’da yazar ve aydınların en başta gelen ilgi alanları idi.
B) Ekim 1929’da borsanın yere çakılması sonucu, ekonomi tam bir çöküş yaşadığı için, 1930’lar boyunca Amerika’da yazar ve aydınların en çok üzerinde durduğu konular, siyaset ve iktisattı.
C) Siyaset ve iktisat, 1930’larda Amerika’da yazarların ve aydınların öncelikli konuları idi, çünkü borsanın Ekim 1929’da yere çakılması, ekonomide tam bir çöküşe yol açmıştı.
D) 1930’lu yıllarda Amerika’da yazar ve aydınların en çok ilgilendiği konular siyaset ve iktisat oldu, çünkü borsa Ekim 1929’da yere çakılmış ve dolayısıyla ekonomi tamamen çökmüştü.
E) Ekim 1929’da borsa tamamen yere çakılınca, ekonomide görülmemiş bir çöküş olmuş ve bu nedenle siyaset ve iktisat, 1930’lu yıllarda Amerika’da yazar ve aydınlarca en çok ele alınan konular arasında olmuştur.

39. Bu sorunun fiili “had precipitated”, -mişli geçmiş zaman bir fiil. Bu fiilin anlamını bilmeyebilirsiniz. Ancak seçeneklerde –miş’li geçmiş zamanla biten iki fiil olduğunu görebilirsiniz; C ve D. Bu durumda iki şıkkın özneleri sorunun öznesi ile karşılaştırılır. Buna göre doğru çeviri C’dir. Ayrıca seçenekleri ikiye veya üçe indirdiğimizde üstekini işaretliyoruz. Çünkü %60/70 oranında doğru oluyor.
Cevap: C

40. The amount and severity of global warming depend on how much greenhouse gas we add to
the atmosphere.
A) Atmosfere ne kadar sera gazı ilâve edersek, buna bağlı olarak, küresel ısınmanın miktarı ve yoğunluğu değişir.
B) Küresel ısınmanın miktarı ve şiddeti, atmosphere ne kadar sera gazı ilâve ettiğimize bağlıdır.
C) Küresel ısınmanın miktarına ve şiddetine bağlı olarak, atmosfere ne kadar sera gazı ilâve ettiğimiz anlaşılabilir.
D) Atmosfere ilâve ettiğimiz sera gazının ne miktarda olduğu, küresel ısınmanın miktar ve yoğunluğuna bağlıdır.
E) Atmosfere ne ölçüde sera gazı ilâve ettiğimize bağlı olarak, küresel ısınmanın miktarı ve şiddeti anlaşılır.

40. –e dayanmaktadır fiili de iki seçenekte bulunuyor. Ancak küresel ısınmanın miktarı ve şiddeti öznesi yalnızca B’de var. D yanlış. Yine üstteki soru doğru.
Cevap: B

41. – 45. sorularda, verilen Türkçe cümleye anlamca en yakın İngilizce cümleyi bulunuz.

41. Su ve binaları ısıtmak ve elektrik üretmek için kullanılabilen güneş enerjisi, tükenmez bir kaynaktır ve fosil yakıtlarından daha az çevre s
sorunlarına neden olur.

A) Compared with fossil fuels, solar energy causes a few environmental problems, but it is an inexhaustible source that can be used for the heating of water and buildings and also to generate electricity.
B) As an inexhaustible source, solar energy, which can be used for the generation of electricity and also for the heating of water as well as buildings, has fewer environmental problems than do fosil fuels.
C) Solar energy, which can be used to heat water and buildings and generate electricity, is an inexhaustible source and causes fewer environmental problems than do fosil fuels.
D) Although solar energy has much fewer environmental problems than do fosil fuels, it is indeed an inexhaustible source that can be used to heat water and buildings and generate electricity.
E) Solar energy is so inexhaustible a source that, since it causes fewer environmental problems than do fosil fuels, it can be used to heat water and buildings and generate plenty of electricity.

41. Türkçeden İngilizceye çeviri sorularını çok hızlı ve doğru yapmak için ise sorunun öznesinin Türkçe karşılığı seçeneklerin ilk sözcüklerinde aranır. Bu soruda özne güneş enerjisidir. “Solar energy” öznesi C ve E’de bulunuyor. Üstteki daha doğrudur, kuralına göre bakarsak C şıkkındaki özne sorudaki sıfat cümlesi “which” i de barındırıyor. O nedenle doğru C’dir.
Cevap: C

42. Atmosferde karbon dioksit ve diğer sera gazlarının artışı, önümüzdeki yıllarda olabilecek çok daha ciddî bir küresel ısınma hakkında kaygılara neden olmaktadır.

A) As carbon dioxide and various other greenhouse gases increase in the atmosphere, there are serious concerns that a major global warming will happen in the near future.
B) The increase of carbon dioxide and other greenhouse gases in the atmosphere are causing concerns about a much more serious global warming that may occur in the years ahead.
C) Because of the increase of carbon dioxide and various other greenhouse gases in the atmosphere, a great deal of serious concern is expressed about a major global warming that may happen in a few years.
D) There are many concerns that a very serious global warming will occur in the years ahead owing to the increased carbon dioxide and various other greenhouse gases in the atmosphere.
E) Since carbon dioxide and many other greenhouse gases have increased in the atmosphere, there is a great deal of serious concern about the possibility of a major global warming in the near future.

42. Bu soruda özne tek seçenekte bulunuyor. Artış-the increase, yalnızca B seçeneğinde var.
Cevap: B

43. Sel ve yüksek dalgalara yol açmış olan tropical fırtınalardan dolayı, 1970’den bu yana, Bangladeş’te en az 300.000 insan ölmüştür.

A) Tropical storms, causing flooding and high waves, have killed up to 300.000 people in Bangladesh since 1970.
B) Up to 300.000 people have died in Bangladesh since 1970, as tropical storms have caused much flooding and high waves.
C) In Bangladesh after 1970, more or less 300.000 people have been killed because of the flooding and high waves caused by tropical storms.
D) The death of about 300.000 people in Bangladesh after 1970 has been caused by tropical storms that have led to flooding and high waves.
E) Since 1970, at least 300.000 people have died in Bangladesh due to tropical storms that have caused flooding and high waves.

43. Bu soruda özne “en az 300.000 kişi-at least 300.000 people yalnızca E şıkkında var.
Cevap: E

44. Dünyadaki yağmur ormanları, özellikle Amazon ve Kongo Irmağı havzalarında olanlar, insanlık tarihinde görülmemiş bir hızla yok edilmekte ve yakılmaktadır.

A) In the world today, especially the rain forests of the Amazon and Congo River basins have been destroyed and burned to the extent that there is no precedence in human history.
B) Rain forests in the world, particularly those in the Amazon and Congo River basins, are being destroyed and burned at a rate unprecedented in human history.
C) In human history, there has never been so much destruction and burning of rain forests as can be seen in the Amazon and Congo River basins.