-
1. Bored to death-sıkıntıdan patlamış,adjective (used for people)
2. You've got to be kidding-Şaka yapıyor olmalısın
3. Sick and Tired-burnundan gelmek
4. Call it a day-paydos etmek
5. Get on one's nerves-birinin sinirine dokunmak
6. Read one's mind-aklından geçeni okumak
7. Feel blue-hüzünlü hissetmek
8. Go Dutch-hesabı paylaşmak,Alman usülü yapmak
-
A
After you: Senden sonra
Allow me: Bana izin ver
A lovely day, isn’t it?: Hoş bir gün, (öyle) değil mi?
Any thing else?: Başka bir şey var mı?
Any day will do: Herhangi bir gün bana uğra
Are you kidding?: Şaka mı yapıyorsun? Kafa mı buluyorsun?
Are you sure?: Emin misin?
As for me: Bence
As soon as possible (A.S.A.P.): Mümkün olan en kısa sürede
B
Be careful!: Dikkatli ol!
Be calm!: Sakin ol!
Be patient!: Sabırlı ol!
Be quiet!: Sessiz ol
Bottoms up!: Şerefe! İçkiyi bir yudumda bitirmek. Fondip yapmak
Bless you!: Çok yasa!
By the way: Bu arada..
C
Can I help you?: Yardım edebilir miyim?
Can you repeat it?: Tekrar eder misin?
Cheer up!: Neşelen
Come on: Yapma, hadi ama
Congratulations!: Tebrikler!
Count me on, Count me in: Ben varım, beni de sayın.
D
Do l have to?: Yapmak zorunda mıyım?
Do me a favor: Bana bir iyilik yap
Do you understand?: Anladın mı?
Don’t be so childish: Çocuk olma, çocuk gibi davranma
Don’t be ridiculous: Komik olma
Don’t be so modest: Alçak gönüllü olma
Don’t keep the truth from me: Benden gerçekleri saklama
Don’t let me down: Beni hayal kırıklığına uğratma
Don’t move!: Kımıldama!
Don’t worry: Endişelenme
E
Enjoy yourself!: Eğlenmene bak!
Excuse me Sir: Affedersiniz efendim
F
Feel beter: Daha iyi hissetmek, daha iyi olmak
Follow me: Beni takip et
Forget it!: Unut onu, unut gitsin
Forgive me: Beni affet
For what?: Ne için?
G
Give me a hand!: Bana yardımcı ol, bana yardım et (şu işe bi el at).
Good job!: İyi iş
Good luck!: İyi şanslar
Guess what?: Tahmin et ne (oldu)?
-
After you: Senden sonra
Allow me: Bana izin ver
A lovely day, isn’t it?: Hoş bir gün, (öyle) değil mi?
Any thing else?: Başka bir şey var mı?
Any day will do: Herhangi bir gün bana uğra
Are you kidding?: Şaka mı yapıyorsun? Kafa mı buluyorsun?
Are you sure?: Emin misin?
As for me: Bence
As soon as possible (A.S.A.P.): Mümkün olan en kısa sürede
Be careful!: Dikkatli ol!
Be calm!: Sakin ol!
Be patient!: Sabırlı ol!
Be quiet!: Sessiz ol
Bottoms up!: Şerefe! İçkiyi bir yudumda bitirmek. Fondip yapmak
Bless you!: Çok yasa!
By the way: Bu arada..
Can I help you?: Yardım edebilir miyim?
Can you repeat it?: Tekrar eder misin?
Cheer up!: Neşelen
Come on: Yapma, hadi ama
Congratulations!: Tebrikler!
Count me on, Count me in: Ben varım, beni de sayın.
Do l have to?: Yapmak zorunda mıyım?
Do me a favor: Bana bir iyilik yap
Do you understand?: Anladın mı?
Don’t be so childish: Çocuk olma, çocuk gibi davranma
Don’t be ridiculous: Komik olma
Don’t be so modest: Alçak gönüllü olma
Don’t keep the truth from me: Benden gerçekleri saklama
Don’t let me down: Beni hayal kırıklığına uğratma
Don’t move!: Kımıldama!
Don’t worry: Endişelenme
Enjoy yourself!: Eğlenmene bak!
Excuse me Sir: Affedersiniz efendim
Feel beter: Daha iyi hissetmek, daha iyi olmak
Follow me: Beni takip et
Forget it!: Unut onu, unut gitsin
Forgive me: Beni affet
For what?: Ne için?
Give me a hand!: Bana yardımcı ol, bana yardım et (şu işe bi el at).
Good job!: İyi iş
Good luck!: İyi şanslar
Guess what?: Tahmin et ne (oldu)?
-
oncelikle bunu yaptiginiz icin tesekkur ederim daha fazla yapmanizi yani hazirlamanizi dilerim zira baska bir sitede bnun benzeri cumleler buldum ama icinde yanlislarin oldugunu gordum hani istiyorumki siz boyle cumleleri alin ve yanlis'siz olarak hazirlayinki bizlerde yararlanalim, ingilizce ogrenelim...tesekkur ediyorum ve devamini diliyorum
-
gozden gecirin lutfen
iste o baska sitede buldugum o cumleler ama icinde yanlislarin oldugunu gordum ve acikcasi fazla guvenemiyorum ornegin "ahmet are going with her" diye bir cumle var aslinda "ahmet is going" olmasi gerekiyor sanirim
1.I see..........Anlıyorum
2. I quit!..........İstifa ediyorum, bırakıyorum, vazgeçiyorum.
3. Let’s go!..........Gidelim
4. Me too..........Ben de
5. My god!..........Aman Tanrım
6. No way!..........Olamaz! Hiçbir şekilde, hiçbir yol,
7. Come on..........Yapma, hadi
8. Hold on..........Bekle
9. I agree..........Aynı fikirdeyim
10. Not bad..........Kötü değil
11. Not yet..........Henüz değil
12. See you..........Görüşürüz
13. Shut up!..........Kapa çeneni
14. So long..........Hoşça kal, oldukça uzun
15. Why not?..........Neden olmasın
16. Allow me..........Bana izin ver
17. Be quiet!..........Sessiz ol
18. Cheer up!..........Neşelen
19. Good job!..........İyi iş
20. Have fun!..........İyi eğlenceler veya eğlen
21. How much?..........Ne kadar
22. I'm full..........Tokum.
23. I'm home..........Evdeyim
24. I'm lost..........Kayboldum.
25. My treat..........Bu benden.
1.So do I----------Bence de
2. This way----------Buradan ya da bu şekilde
3. After you----------Senden sonra
4. Bless you!----------Çok yasa!
5. Follow me----------Beni takip et
6. Forget it!----------Unut onu, unut gitsin
7. Good luck!----------İyi şanslar
8. I decline!----------Reddediyorum
9. I promise----------Söz veririm
10. Of course!----------Tabiî ki
11. Slow down!----------Yavaşla
12. Take care!----------Kendine iyi bak, dikkat et
13. They hurt----------Onlar acıtır, bu incitir
14.Try again----------Tekrar dene
15. Watch out!----------Dikkat et!
16. What's up?----------Ne haber?
17. Be careful!----------Dikkatli ol!
18. Bottoms up!----------Şerefe! İçkiyi bir yudumda bitirmek. Fondip yapmak
19. Don't move!----------Kımıldama!
20. Guess what?----------Tahmin et ne (oldu)?
21. I doubt it----------Ondan şüpheliyim, Ondan şüphe ederim.
22. I think so----------Sanırım öyle
23. I'm single----------Bekârım
24. Keep it up!----------Aynen devam et!
25. Let me see----------Bir bakayım
1.He has a large income----------Onun kazancı çok, iyi para kazanıyor
2. He looks very healthy----------O çok sağlıklı gözüküyor
3. He paused for a reply----------Cevap vermek için durdu
4. He repaired his house----------O onun evini tamir etti
5. He suggested a picnic----------Piknik yapmayı önerdi
6. Here's a gift for you----------Bu senin için bir hediye, işte hediyen!
7. How much does it cost? ----------O ne kadar tutuyor, maliyeti nedir?
8. I caught the last bus----------Son otobüse yetiştim
9. I could hardly speak----------Zorlukla konuşabildim
10. I'll have to try that----------Bunu denemek zorundayım
11. I'm very proud of you----------Seninle gurur duyuyorum
12. It doesn't make sense----------Bunun bir anlamı yok
13. Make yourself at home----------Kendini evdeymiş gibi hisset
14. My car needs washing----------Arabamın yıkamaya ihtiyacı var
15. None of your business! ----------Seni ilgilendirmez
16. Not a sound was heard----------Sessizlik hâkimdi, çıt yoktu
17. That's always the case----------Her zaman öyledir.
18. The road divides here----------Yol burada ayrılıyor
19. Those are watermelons----------Bunlar karpuz
20. What a nice day (it is)! ----------Ne güzel bir gün!
21. What's wrong with you? ----------Neyin var?
22. You are a chicken----------Sen bir ödleksin
23. A lovely day, isn’t it? ----------Hoş bir gün, (öyle) değil mi?
24. He is collecting (saving) money----------Para biriktiriyor
25. He was born in New York----------O New York da doğdu
1.It sounds great!...............Kulağa harika geliyor!
2. It's a fine day...............Güzel bir gün
3. So far So good...............Şimdiye kadar çok iyi
4. What time is it? ...............Saat kaç?
5. You can make it! ...............Yapabilirsin
6. Control yourself!...............Kendini kontrol et
7. You should profit by my exam----------Benim durumumdan ders almalısınız.
8. He is ill in bed----------O yatakta hasta
9. He lacks courage...............O cesaretten yoksundur
10. How's everything?...............Her şey nasıl
11. I have no choice...............Seçeneğim yok
12. I like ice-cream...............Dondurmayı severim
13. I love this game...............Bu oyuna bayılırım
14. I'll try my best...............Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım
15. I'm On your side...............Ben senin tarafındayım
16. Long time no see! ...............Uzun zamandır görüşmedik
17. No pain no gain...............Acı yoksa kazanmak yok
18. Well it depends...............Şeye göre değişir, şeye bağlı
19. We're all for it...............Hepimiz onun için varız, buradayız
20. What a good deal! ...............Ne iyi bir anlaşma
21. What should I do?...............Ne yapmalıyım
22. You asked for it! ...............Sen kaşındın
23. You have my word...............Benim sözüme sahibisin
24. Believe it or not!...............İnan veya inanma
25. Don't count on me...............Beni hesaba katma, bana güvenme o konuda
1.Never mind................Boş ver, zararı yok
2. No problem!................Sorun yok!
3. That's all!................Hepsi bu, bu kadar.
4. Time is up................Zaman doldu, süre bitti.
5. What's new?................Ne haber
6. Count me on................Count me in=Ben varım, beni de sayın.
7. Don't worry................Endişelenme
8. Feel better................Daha iyi hissetmek, daha iyi olmak
9. I love you!................Seni seviyorum.
10. I'm his fan................Onun hayranıyım
11. Is it yours?................Bu senin mi?
12. That's neat................İlginç bir şey
13. Are you sure?................Emin misin?
14. Do l have to?................Yapmak zorunda mıyım?
15. He is my age................O benim yaşımda
16. Here you are................İşte buyurun (alın), işte buradasın
17. No one knows................Kimse bilemez
18. Take it easy................Rahatına bak, kafana takma, boşver
19. What a pity!................Ne yazık!
20. Any thing else?................Başka bir şey var mı?
21. To be careful!................Dikkatli olmak
22. Do me a favor................Bana bir iyilik yap
23. Help yourself................Kendine yardım et
24. I'm on a diet................Diyetteyim
25. Keep in touch................Muhafaza et, irtibatı kesme, teması kesme
1.Time is money...............Zaman paradır
2. Who's calling?...............Kim arıyor, kim çağırıyor
3. You did right...............Doğru yaptın
4. You set me up!...............Bana tezgâh kurdun!
5. Can I help you?...............Yardım edebilir miyim?...........
-
metin cok uzun
Ahmet and Mehmet went home. Ahmet ve mehmet eve gittiler.
Ahmet and zeynep are coming by train. Ahmet ve Zeynep trenle geliyor.
Ahmet and zeynep are going to england after. Ahmet ve Zeynep, daha sonra İngiltere’ye gidiyor.
Ahmet answered sadly. Ahmet üzgün bir şekilde cevap verdi.
Ahmet are going with her. Ahmet, onunla gidiyor.
Ahmet has a lot of books. . Ahmet’in çok kitabı var
Ahmet is giving empty cups to Fatma Hanım. Ahmet, fatma hanım’a boş fincanları veriyor.
Ahmet is not singing. Ahmet şarkı söylemiyor.
Ahmet is repairing that house. Ahmet , şu evi tamir ediyor.
Ahmet is sitting near the window. Ahmet pencerenin yanında oturuyor.
Ahmet is standing near the table. Ahmet masanın yanında duruyor.
Ahmet is translateing from turkish into english. Ahmet, İngilizce’ye Türkçe’den çeviriyor.
Ahmet is writing a letter to zeynep. Ahmet, Zeynep’e bir mektup yazıyor.
Ahmet listen to this music. Ahmet, bu müziği dinler.
Ahmet was angry now. Ahmet şimdi kızdı.
Ahmet’s bag is here. Ahmet’in çantası buradadır.
Ahmet’s ball is big. Ahmet’in topu büyüktür.
Ahmet’s book is more interesting than mine. Ahmet’in kitabı benimkinden daha enteresandır.
Ahmet’s pencil isn’t long. Ahmet’in kalemi uzun değildir.
Ali gave it to her. Ali onu ona verdi.
All children like toys. Bütün çocuklar oyuncak severler.
All I can think about is you Tek düşünebildiğim sensin
All I need is time Tek istediğim zaman
All men were wearing black suits. Bütün erkekler siyah takım elbise giyiyorlardı.
All of my life I gave to you Tüm hayatımı sana verdim
All our teachers and friends are fine. Bütün öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız iyidirler.
All the books are on the shelf. Bütün kitaplar, rafın üstündedir.
All the children had funny shoes. Bütün çocukların komik ayakkabıları vardı.
All the girls studied very hard. Bütün kızlar çok sıkı ders çalıştılar.
All the houses are new here. Buradaki bütün evler yenidir.
All the humans are waiting in the stop. Bütün insanlar durakda bekliyor.
All the humans are waiting in the stop. Bütün insanlar durakda bekliyor.
All the roads were good and clean. Bütün yollar iyi ve temizdi.
All the women are going for a walk. Bütün kadınlar, bir yürüyüş için gidiyor.
All your dreams could come true Tüm hayallerin gerçekleşebilir
And I don’t know what to do Ne yaptığını bilmiyorum
And no one understands you Hiçkimse seni anlamıyor
And now I’m making a change Şimdi bir degişiklik yapıyorum
Another interests? Başka ilgi alanın?
Another time Başka zaman
Any student cn understand this. Bunu hangi öğrenci olsa anlayabilir.
AnybOdy can do this. Bunu kim olsa yapabilir.
Anything can happen? Her şey olabilir.
Anytime you want me to Ne zaman istersen
Apple - orange melon watermelon grapes Elma - portakal - kavun - karpuz - üzüm
Are there any wide streets? Hiç geniş cadde var mı?
Are there some students in the room? Odada öğrenciler var mı?
Are we can be friend? Arkadaş olalım mı?
Are you all right? İyi misin?
Are you alone? Yalnız mısın?
Are you blind Körmüsün
Are you busy Meşgulmüsün
Are you deaf Sağırmısın
Are you fond of swimming? Yüzmekten hoşlanır mısınız?
Are you free tomorrow? Yarın boş musun?
Are you going to kiss her? Yoksa onu öpecek misin?
Are you going to marry her? Onunla evlenecekmisin?
Are you going to sell your old house? Eski evinizi satacak mısınız?
Are you going to stay at the dorm? Ögrenci yurdundamı kalacaksın?
Are you marriaged? Evli misin
Are you passing me by? Bana aldırmıyor musun?
Are you ready Hazır mısın?
Are you single? Bekar mısın?
Are you sleeping? Yatıyor musun?
Are you there Orda mısın?
Are you using the napkins? Peçeteleri kullanıyormusun
Are you willing to try Denemek istiyor musun?
Aren’t we eating? Yemiyor muyuz?
Aren’t you hungry? Acıkmadın mı?
Ask the man. Adama sor.
At what street is the school located? Okul hangi sokakta?
Ayşe saw them. Ayşe onları gördü.
Ayşe walked into the building. Ayşe binanın içine yürüdü.
Ayşen is more beautiful than Selin. Ayşen selin’den daha güzel.
Ayşe’s is beautiful. Ayşe’ninki güzeldir.
Baby-in-arms Ana kuzusu
Bad news travels fast Kötü haber tez yayılır
Barking dog never bites Havlayan köpek ısırmaz
Barry does not have any hobbies. Barry’nin hiç hobisi yok.
Barry has some hobbies. Barry’nin bazı hobileri var.
Be quickly Acele et
Be there, for me Orda ol, benim için
Because of you Senin yüzünden
Beth veya mary gelecek.
Better late than never Geç olsun da güç olmasın
Better lose the saddle than the horse Zararın neresinden dönülürse kardır
Bob had been resting. Bob istirahat etmekteydi.
Book of happiness Mutluluk kitabı
Books and note-books are in the car. Kitaplar ve defterler arabanın içinde.
Books are useful. Kitap yararlıdır.
Both are wonderful. Her ikisi de harika!
Both women are short. Her iki kadın da kısa.
Bring the book to me. Kitabı bana getir.
But how can that be? Ama bu nasıl olabilir ki?
But I don’t know how i say Ama nasıl söylesem bilemiyorum
But why do they call it Kızkulesi?
Bye for a while Bir süreliğine güle güle
Call me from this number: 053233384.... Beni bu numaradan ara: 0532 33384 ..
Can I go? Gidebilir miyim?
Can I show you with something? Size birşey gösterebilir miyim?
Can I take the other one? Diğerini (diğer kalemi) alabilir miyim?
Can I understand this book if I learn English? İngilizce öğrenirsem bu kitabı
-
sonraki devami
metin cok uzun
Ahmet and Mehmet went home. Ahmet ve mehmet eve gittiler.
Ahmet and zeynep are coming by train. Ahmet ve Zeynep trenle geliyor.
Ahmet and zeynep are going to england after. Ahmet ve Zeynep, daha sonra İngiltere’ye gidiyor.
Ahmet answered sadly. Ahmet üzgün bir şekilde cevap verdi.
Ahmet are going with her. Ahmet, onunla gidiyor.
Ahmet has a lot of books. . Ahmet’in çok kitabı var
Ahmet is giving empty cups to Fatma Hanım. Ahmet, fatma hanım’a boş fincanları veriyor.
Ahmet is not singing. Ahmet şarkı söylemiyor.
Ahmet is repairing that house. Ahmet , şu evi tamir ediyor.
Ahmet is sitting near the window. Ahmet pencerenin yanında oturuyor.
Ahmet is standing near the table. Ahmet masanın yanında duruyor.
Ahmet is translateing from turkish into english. Ahmet, İngilizce’ye Türkçe’den çeviriyor.
Ahmet is writing a letter to zeynep. Ahmet, Zeynep’e bir mektup yazıyor.
Ahmet listen to this music. Ahmet, bu müziği dinler.
Ahmet was angry now. Ahmet şimdi kızdı.
Ahmet’s bag is here. Ahmet’in çantası buradadır.
Ahmet’s ball is big. Ahmet’in topu büyüktür.
Ahmet’s book is more interesting than mine. Ahmet’in kitabı benimkinden daha enteresandır.
Ahmet’s pencil isn’t long. Ahmet’in kalemi uzun değildir.
Ali gave it to her. Ali onu ona verdi.
All children like toys. Bütün çocuklar oyuncak severler.
All I can think about is you Tek düşünebildiğim sensin
All I need is time Tek istediğim zaman
All men were wearing black suits. Bütün erkekler siyah takım elbise giyiyorlardı.
All of my life I gave to you Tüm hayatımı sana verdim
All our teachers and friends are fine. Bütün öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız iyidirler.
All the books are on the shelf. Bütün kitaplar, rafın üstündedir.
All the children had funny shoes. Bütün çocukların komik ayakkabıları vardı.
All the girls studied very hard. Bütün kızlar çok sıkı ders çalıştılar.
All the houses are new here. Buradaki bütün evler yenidir.
All the humans are waiting in the stop. Bütün insanlar durakda bekliyor.
All the humans are waiting in the stop. Bütün insanlar durakda bekliyor.
All the roads were good and clean. Bütün yollar iyi ve temizdi.
All the women are going for a walk. Bütün kadınlar, bir yürüyüş için gidiyor.
All your dreams could come true Tüm hayallerin gerçekleşebilir
And I don’t know what to do Ne yaptığını bilmiyorum
And no one understands you Hiçkimse seni anlamıyor
And now I’m making a change Şimdi bir degişiklik yapıyorum
Another interests? Başka ilgi alanın?
Another time Başka zaman
Any student cn understand this. Bunu hangi öğrenci olsa anlayabilir.
AnybOdy can do this. Bunu kim olsa yapabilir.
Anything can happen? Her şey olabilir.
Anytime you want me to Ne zaman istersen
Apple - orange melon watermelon grapes Elma - portakal - kavun - karpuz - üzüm
Are there any wide streets? Hiç geniş cadde var mı?
Are there some students in the room? Odada öğrenciler var mı?
Are we can be friend? Arkadaş olalım mı?
Are you all right? İyi misin?
Are you alone? Yalnız mısın?
Are you blind Körmüsün
Are you busy Meşgulmüsün
Are you deaf Sağırmısın
Are you fond of swimming? Yüzmekten hoşlanır mısınız?
Are you free tomorrow? Yarın boş musun?
Are you going to kiss her? Yoksa onu öpecek misin?
Are you going to marry her? Onunla evlenecekmisin?
Are you going to sell your old house? Eski evinizi satacak mısınız?
Are you going to stay at the dorm? Ögrenci yurdundamı kalacaksın?
Are you marriaged? Evli misin
Are you passing me by? Bana aldırmıyor musun?
Are you ready Hazır mısın?
Are you single? Bekar mısın?
Are you sleeping? Yatıyor musun?
Are you there Orda mısın?
Are you using the napkins? Peçeteleri kullanıyormusun
Are you willing to try Denemek istiyor musun?
Aren’t we eating? Yemiyor muyuz?
Aren’t you hungry? Acıkmadın mı?
Ask the man. Adama sor.
At what street is the school located? Okul hangi sokakta?
Ayşe saw them. Ayşe onları gördü.
Ayşe walked into the building. Ayşe binanın içine yürüdü.
Ayşen is more beautiful than Selin. Ayşen selin’den daha güzel.
Ayşe’s is beautiful. Ayşe’ninki güzeldir.
Baby-in-arms Ana kuzusu
Bad news travels fast Kötü haber tez yayılır
Barking dog never bites Havlayan köpek ısırmaz
Barry does not have any hobbies. Barry’nin hiç hobisi yok.
Barry has some hobbies. Barry’nin bazı hobileri var.
Be quickly Acele et
Be there, for me Orda ol, benim için
Because of you Senin yüzünden
Beth veya mary gelecek.
Better late than never Geç olsun da güç olmasın
Better lose the saddle than the horse Zararın neresinden dönülürse kardır
Bob had been resting. Bob istirahat etmekteydi.
Book of happiness Mutluluk kitabı
Books and note-books are in the car. Kitaplar ve defterler arabanın içinde.
Books are useful. Kitap yararlıdır.
Both are wonderful. Her ikisi de harika!
Both women are short. Her iki kadın da kısa.
Bring the book to me. Kitabı bana getir.
But how can that be? Ama bu nasıl olabilir ki?
But I don’t know how i say Ama nasıl söylesem bilemiyorum
But why do they call it Kızkulesi?
Bye for a while Bir süreliğine güle güle
Call me from this number: 053233384.... Beni bu numaradan ara: 0532 33384 ..
Can I go? Gidebilir miyim?
Can I show you with something? Size birşey gösterebilir miyim?
Can I take the other one? Diğerini (diğer kalemi) alabilir miyim?
Can I understand this book if I learn English? İngilizce öğrenirsem bu kitabı
-
I am completely broke... : I have no money.
-
harika , çok teşekkür ederim
yabancı dizilerde kalıplar çok önemli bunlar yardımcı olacaktır.
-