Hepinizin biliği üzere TOEFL dünyada en çok geçerliliği bulunan ingilizce yeterlilik sınavıdır ve 130'dan fazla ülke tarafından kabul görmektedir. Lisans, yüksek lisans ve doktora programlarına başvurularda TOEFL puanları istenebilmektedir. TOEFL sırasında 4 ayrı beceri üzerine sorular gelmektedir. Adaylar writing, speaking, listening ve reading becerileri üzerine kendilerine sorulan soruları cevplamakla yükümlüdürler. Çoğu TOEFL adayının en büyük korkusu speaking becerisi üzerine gelen sorular ile alakalıdır. Peki TOEFL Speaking bölümü ile alakalı ne yapılabilir? Speaking bölümünü en kolay nasıl geçebilirsiniz? Speaking yeteneğinize ne kadar güveniyorsunuz ve buna dair ne gibi önlemler alabilirsiniz? Hep birlikte bakalım.

İngilizce bilen veya ingilizce bildiğini iddia eden hemen hemen herkesin bu dili öğrenirken en çok zorluk çektiği ve çekiyor olduğu kısım speaking bölümüdür. Hepimiz " anlıyorum ama konuşamıyorum" söz öbeğine aşinayızdır. İnglizce konuşma becerisindeki bu zayıflığın onlarca sebebi olabilir. Bu sebepleri sıralayacak olursak:



  • Bulunulan coğrafya
  • Kişinin kendini geliştirmişlik seviyesi
  • Kişinin temel İngilizce seviyesi
  • Çevresel faktörler
  • Maddi ve manevi yeterlilik
  • Kişinin şu andaki yaşı veya İngilizce'yi öğrenmeye başlama yaşı
  • Kişinin sosyal yaşamdaki aktifliği


Türkiye uzun yıllar kabuğuna kapanmış bir ülke idi ve bunu son yıllarda tersine çevirmek için büyük uğraşlar verdi. Özellikle Avrupa devletleri ile olan ilişkilerinin artmasından sonra Türkiye'de yabancı dile olan ilgi ve önem artmıştır. Bu da ülkedeki yabancı dil, özellikle de ingilizce bilen insan sayısında gözle görülebilir bir artışa sebep olmuştur. Avrupa'nın çoğu bölgesinde yaşayan insanlar birden fazla dile maruz kaldıkları için yabancı dil öğrenme yetenekleri ve hızları Türkiye'de yaşayan insanlara göre daha üst seviyelerdedir. Türkiye'de yaşan insanlar bu yüzden dezavantajlıdır diyebiliriz.

Her insanın kendince bir öğrenme şekli, Allah vergisi yetenekleri, azim ve hırsı olabilir. Bazı insanların yabancı dil öğrenme seviyeleri bu faktörlere bağlı olarak aynı olmayabilir. Günümüzde sadece oyun oynayarak, film izleyerek, internetten yazılar okuyarak son derece ileri seviye ingilizce öğrenebilen genç insanlar olabildiği gibi, ömrü boyunca yabancı dil kurslarına gidip ve özel dersler alıp belirli bir ingilizce seviyesine ulaşamayan insanlar da mevcuttur.

Temel ingilizce bilgisine sahip olmadan mevcut ingilizce bilgisinden faydalanmaya çalışan milyonlarca insan vardır. Temel İngilizce kurallarını ve dilin yapısını tam olarak öğrenmeden bir şeyler yapmaya çalışmak mantıklı değildir. Writing, speaking, listening ve reading becerilerinin hepsi için temel bir ingilizce bilgisi şarttır. Öncelikle bir gramer kitabı edinin ve İngiliz dilinin yapısını ve kurallarını gerçek anlamda öğrenin.

Bir insan yeni bir dil öğrenmek için gerekli maddi ve manevi ortamı ve yeterliliği kendinde bulamayabilir. Asgari şartları sağlayamadığınızda İngilizce öğrenme kaliteniz ve süreniz ters oranda değişecektir. Nitekim İngilizce'ye maruz kaldığınız sürece bu dili öğrenmeme veya bu dilde ilerleme kaydedememe ihtimaliniz yoktur.

Sadece ingilizce değil, ne öğrenecekseniz öğrenin, bunu ne kadar erken yaşta yaparsanız o kadar iyi ve çabuk öğrenirsiniz. Aynı şey yabancı dil öğrenimi için de geçerlidir. Dünya genelinde ilkokullar ve okul öncesi kurumlarda yabancı dil öğrenme yaşı günden güne daha da düşmektedir. Bu sebeple kendinizi ve yakınlarınızı İngilizce'ye ne kadar erken yaşta maruz bırakırsanız, o kadar iyi ve hızlı öğrenirsiniz.

Genel kültür seviyesi yüksek, sosyal yaşamda ve insan ilişkilerinde aktif ve girişimci davranışlara sahip insanların ingilizce öğrenmeleri daha kolay ve kaliteli olabilir. Bu sebeple dış dünya ile iletişim kanallarınızı her alanda açık ve aktif bırakmanız ingilizce öğrenmeniz adına çok faydalı olacaktır.